Buinsan Danışmanlık Firması Genel Müdürü Sn. Gülcan Çukan hn. ile Söyleşimiz

Gülcan Çukan kimdir?

Kendimi anlatmam istendiği zaman ilk beş dakika susuyor, cevap veremiyorum. İnsan, şifreleri sürekli yenilenen ve o şifrelere ulaşmanın müthiş zor olduğu bir mekanizma gibidir, ben de öyleyim… Geçen yıl ki düşüncelerimin % 90 nını çöpe atmış durumdayım, sürekli yeniliyorum kendimi. Ancak kimliğim ve çevremde ki insanların bildiği kadarı ile kendimden söz etmem gerekirse, 1981 Ağrı doğumluyum. 35 yaşında bekar bir anneyim, oğlumla çok da göz önünde olmayan mütevazi bir hayat yaşamaya özen gösteriyorum. 2007 yılında kendi işimi kurdum, İş kolik ve mükemmeliyetçi olduğum söylenir.

5 yıl içerisinde ulaşmak istediğiniz hedef nedir?

Hizmet sektöründe yer alan herkes hayal satıyor, bir vaat geliştiriyor ve o vaadi gerçekleştirmek için çaba sarf ediyor. Dolayısıyla sektörün geleceğini, hayal dünyası büyük ve sınırsız insanlar belirliyor.

Müşterilerimizin beklentilerine pratik, hızlı ve yaratıcı çözümlerle cevap verdiğimiz takdirde piyasanın formunu belirleye bildiğimizi düşünüyoruz… Endüstriyel bir hizmet kolumuz olduğu için, teknik iş gücüne ihtiyaç duyuyoruz, dolayısıyla organizasyonlarımız da yer alan ekip arkadaşlarımızın teknik bilgiye sahip olmaları gerekmektedir, ülkemizde var olan meslek edindirme kursları ve meslek liseleri maalesef ki teknik personel yetiştirme konusunda oldukça yetersiz. Sektörün geleceğini ve yeni projelerin hayata geçirilmesi konusunda yaratıcı ve teknik bilgisi iyi olan insanlarla hareket ederek taleplerin gerçekleşmesi konusunda sağlıklı bir yol izleyeceğimizi ve piyasanın nabzını elimizde tutabileceğimizi düşünmekteyiz…

Buinsan Danışmanlık olarak 2016’ nın son 6 ayını bir önceki yılın aynı dönemine göre ciroda % 17 büyüme ile tamamladık. Bölgemiz de daha güçlü bir yapıya ulaşmak için sadece hizmetlerimizi geliştirmiyor, aynı zamanda hizmet süreçlerimizi mükemmelleştirecek yatırımlarımıza da ciddi anlamda özen gösteriyoruz.

Bölgenin önde gelen Tesis Yönetimi şirketlerinden biri olarak, her bir müşterinin ihtiyaçlarına uygun, özelleştirilmiş tek bir hizmet veya entegre hizmetler çözümü sunmaktayız.

Bölge genelinde 40 dan fazla müşteriye sahip olup, bugün itibariyle 150’den fazla çalışanımız mevcuttur.  5 Yıl sonra çalışanlarımızın en az % 50 oranını kadınların oluşturmasını hayal ediyor, bu doğrultuda bir çok kurumla iş birliği/güç birliği yapmaya özen gösteriyoruz.

Bu kadar geniş bir müşteri portföyüne sahip olmanıza rağmen aynı kalitede hizmet vermeyi nasıl başarıyorsunuz?

Sürekli yüksek standartta başarı sergilediğimizi belirtmek çok dürüstçe bir cevap olmaz. Bizlerde insanız ve yetersiz, eksik, başarısız olduğumuz konular tatbiki de oluyor. Ancak rakiplerimizden farklı olarak sıkıntılı süreçlerde müşterilerimize daha çok yaklaşıyor, onlara yalnız olmadıklarını hissettiriyor, problemin sebebini inceliyor ve acil müdahale ile alternatif çözümlerle sıkıntılı süreçleri yönetmeye çalışıyoruz.

Zamanı geçmişe alma şansınız olsa tekrar aynı mesleği yapar mıydınız?

Sektörümüz eril bir sektör, sürekli yüksekte çalışıyor, yüksek binalara tırmanıyor, fiziksel güç gerektiren projeler gerçekleştiriyoruz. Marmara bölgesinde yaklaşık 1300 farklı rakibimiz var. Fakat bunları temsil eden kadın yönetici sayısı bir elin parmakları kadar az. Dolayısıyla kadınların tercih edebileceği bir iş yapmıyoruz. Sanat geçmişi olan bir aileye sahip olduğum için ve sanata âşık olduğum için seçme şansım olsaydı, yazar, ressam veya sahnede olmak isterdim. Ancak bu durum işimi sevmediğim anlamına gelmesin, yaptığım işi güzelleştirmek için, ekip arkadaşlarımı seçerken,  renkli karakterleri ve sosyal hayatta aktif olan, sanata bilgi duyan  insanlarla çalışarak kaliteli bir çalışma ortamı oluşturuyorum…

Bu mesleği seçecek kişiler için tavsiyeleriniz nelerdir?

Yaklaşık 11 yıldır ticari hayatın içerisindeyim, milyon tane hata yaptım. Sonra da bu hatalar yükselebilmem için ayaklarımın altına basamak oldu, muhteşem dersler çıkardım. Yol uzun, yolculuk size sürekli bir şeyler öğretiyor. Mesleğimi ve / veya farklı bir mesleği icra etmek isteyen her insanın hayalleri, hedefleri ve yetenekleri olmalı. Öğrenmeye ve sorgulamaya doymamalı. Tevazu ilk kuraldır, alçaldıkça yükseliyorum mesela. Bu konu ile ilgili daha bir sürü şey var anlatacak aslında. Atalarımız ne de güzel söylemiş, ‘’dut ağacından oklava darı unundan baklava olmaz’’ diye. Özetle, içinizde istek ve yetenek yoksa sıralanacak maddelerin de pek bir hükmü olmuyor.

Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Her ne kadar hayatı bana sunduğu doğallığı ile yaşamayı düstur edinsem de, değer bildiklerim konusunda bir hayli titiz yaklaşımlarım var. Yakınımdakiler biraz kontrol delisi olduğum konusunda hem fikirler’ ki konu işimse zaten içime sinmeyen tek bir noktayı dahi kabul edemiyorum.

Herkes gibi hayatın anlamını kendimce sorgularken fark ettiğim şey, insanın ilk önce kendisini anlaması, keşfetmesi, sınırlarını ve yeteneklerini görüp sahip olduğu en küçük erdemin dahi ziyan edilmemesi gerektiği oldu. Dert başkaları değil de kendiniz olunca, öyle bir deryada yol almaya başlıyorsunuz ki, ürettiklerinizi sizin oluşturduğunuz bir elekten geçirip kendinize kattığınız dış görsel, işitsel ve dokunsal üretimle birleştiriyor, gitgide beslenip daha tatmin edici bir yaşam formu kuruyorsunuz. Bu formun içinde kendinizi konforlu hissediyor, tüm estetik gereksinimlerinizin karşılandığını görüyorsunuz. Daha fazlasını aramaya gerek duymuyor, içinize bakıp bulduklarınızı işinize döküyorsunuz. Çıkan “sonuç” içimizden gelenin hizmet halinde yansıması sadece. Farklılıklar, benzeşmeler, yolculuklar, yeni sesler hep içimizde aslında. Ama “buldum” diyeceğiniz bir son da yok.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *