Ofis çalışanlarına beslenme önerileri

Ofis çalışanlarına beslenme önerileri

Hızlı pişirilen (fast-food), kolay satın alınabilen (paketli besinler) ve bol kalorili içecekler birdenbire hayatımıza girdi. Hayatı hızlı yaşamaya çalışırken yediklerimizi de hızlandırdık. Peki, siz ofiste çalışırken neler yiyorsunuz?

Saatlerce oturduğu sandalye üzerinden kalkmayan ofis çalışanları, çok az hareket etmekten ve buna bağlı olarak da kilo almaktan şikayet ediyor. Modern yaşamın getirdiği koşulların olumsuz sonuçlar doğurduğunu, özellikle gün boyunca masa başında çalışıp az hareket eden ofis çalışanlarının bel çevresindeki yağlanmanın kaçınılmaz hale geldiğini ifade eden Beslenme ve Diyet Uzmanı Dr. Gizem Köse, beslenme alışkanlıklarının da son 50 yılda çok değiştiğine değiniyor ve çalışanlar için altı önemli beslenme önerisinde bulunuyor…

YAĞA DİKKAT
Ofiste ev yemeği çıkıyorsa, dikkat edilmesi gereken nokta yemeğin ne kadar yağ içerdiğidir. Pişirim sırasında eklenen yağ sonrasında yemeğin suyuna geçer, bu yüzden ev yemeği var ise yemeğin suyunu tüketmemenizde fayda var. Eğer dışarıdan sipariş veriyorsanız ya da öğle yemeğinizi dışarıda yiyorsanız en sağlıklı seçimleri yapma şansınız var, kızartmalardan uzak durun!

SAĞLIKLI ATIŞTIRMALIK TÜKETİN
Oturarak çalışanların en büyük düşmanı atıştırmalıklardır. Özellikle çikolata, bisküvi gibi hızlı tüketimi olan besinler içerdikleri şeker sebebiyle kan şekerini hızlı yükseltip düşürebiliyor. Bu durumda bir sonraki öğün saatini beklemeden tekrar bir şeyler yeme isteği oluşabiliyor. Yapılması gereken, adım şeker içeriği düşük olan besinleri tercih etmek. Burada evden getirilecek taze ya da kuru meyveler hayat kurtarıcı olabilir.

LIGHT ÜRÜNLERE KANMAYIN
Yapılan araştırmalara göre ofis çalışanlarında mısır gevreği ve esmer ekmek tüketimi yaygın olmakla beraber yine miktarlara dikkat edilmiyor. Burada bir noktaya parmak basalım: Ne yediğiniz değil ne kadar yediğiniz önemlidir.

ÇAY KAHVE SU YERİNE GEÇMEZ
İçecek olarak çay ve kahvenin bolca tercih edildiği ofis ortamlarında hep bir şey atlanıyor. Su! Dünya Sağlık Örgütü’nün su tüketimi önerisi günde kg başına 30 ml şeklindedir. Bu yüzden kilonuzu 30 sayısı ile çarparak günlük su tüketimini hesaplayın ve bu sayıya ulaşmaya çalışın. Eğer su tüketiminiz düzene girerse metabolizmanızı hızlandırmaya yardımcı olacaktır. Ve hep karıştırılan bir şeyi iletmek istiyorum: çay ve kahve asla su yerine geçmez, aksine vücutta su tutulumuna sebep olur.

LİMON TOK TUTAR
Yemeklerin yanında tüketilen kalorili içeceklere de değinmekte fayda var. Meyve suyu özellikle yaz aylarında en sık tercih edilen içeceklerden. Ancak meyve suyu sadece karbonhidrat içerir, lif içeriği yoktur. Bu yüzden de kan şekerinizi çok hızlı yükseltir ayrıca boş kalori kaynağıdır. Bunun yerine protein de içeren ayran, kefir gibi daha sağlıklı tercihler yapabilirsiniz. Eğer ki yemeğin yanına yakışmıyorsa da en sağlıklı içecek olarak mineralli suyu tercih edebilirsiniz. İçtiğiniz içeceklere limon eklemeniz hem daha hoş bir aroma sağlarsınız hem de tokluk sürenizi uzatmaya yardımcı olur.

TUZ ÖDEM YAPAR
Yemeklerin tadına bakmadan tuz atmayın. Aslında mümkünse tükettiğiniz yemeklere hiç tuz atmayın. Özellikle yemekleri siz hazırlamıyorsanız iş yerindeyseniz zaten yemeğin reçetesine göre belirli miktar tuz eklenmektedir. Tuz tüketimi arttıkça su ihtiyacınız da artar ve ödem riski oluşur. Bu yüzden baharat kullanmak daha uygun olacaktır. Kısacası çalışırken de sağlıklı beslenmek mümkün, tek yapmanız gereken yediklerinizin farkında olmak!”

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *